Dil ve Konuşma Bozukluğu
Dil ve konuşma bozukluğu nedir?
 
Dil ve konuşma bozuklukları, iletişim ve kendini ifade etme becerilerinin sekteye uğradığı çeşitli bozuklukları kapsayan  tanımdır. Çocukları etkileyen bir çok dil ve konuşma bozukluğu vardır. Konuşma bozuklukları temel olarak 4 alanda kendini gösterir.
  • Artikülasyon:  Çocuğun sesleri yanlış çıkartması durumudur. Mesela “r” sesini “y” sesi olarak çıkartmak gibi.
  • Akıcılık: Çocuğun konuşmasının akıcılık ve ritminde bozulma olmasıdır. Mesela kekemelik bir akıcılık sorunudur.
  • Ses: Çocuğun ses tonunda veya yüksekliğinde bir sorun olmasıdır. Ses ile sıkıntı yaşayan çocuklar sesleri yanlış kullanabilir ya da yerlerini değiştirebilir.              
Dil bozuklukları ise alıcı dil bozukluğu, ifade edici dil bozukluğu ve ikisinin de görüldüğü alıcı ifade edici dil bozukluğu olarak 3’e ayrılır.
  • İfade edici dil bozuklukları: Çocuk düşüncelerini, duygularını ve isteklerini sözel olarak uygun bir şekilde ifade edemez, dilin gramer kurallarına uygunsuz ya da yetersiz konuşur.
  • Alıcı dil bozuklukları: Çocuk çevreden gelen sözel komutları anlayamaz, konuşmaları takip etmekte, sorulan soruları anlamakta sıkıntı yaşayabilir.
Konuşma bozukluklarına ne sebep olur?
 
Dil ve konuşma bozukluklarının ortaya çıkmasına sebep olabilecek bir çok faktör vardır. Bunlardan birincisi genetik yatkınlıktır. Aile üyelerinden birinde dil ve konuşma bozukluğu olan çocukların bu konuda daha büyük risk altında olduğu 
bilinmektedir. Bir başka sebep, olarak ise Kulak Burun Boğaz sıkıntıları olabilir. Duyma kaybı olan ya da ağız yapısında bir bozukluk olan çocukların dil ve konuşma ile ilgili sorrun yaşama ihtimalleri yüksektir. Bunların yanı sıra gelişimsel, zihinsel veya nörolojik problemleri olan çocuklarda da dil ve konuşma bozukluğu görülme oranı yüksektir. Zihinsel gerilil ve ya otizm spektrum bozuklukları gibi nörogelişimsel bozukluklar sıklıkla dil ve konuşma bozukluğuyla beraber görümektedir.
 
Dil ve Konuşma Bozukluğu ne kadar sık görülür?
 
Dil ve konuşma bozukluklarının görülme oranı ile ilgili farklı bir çok araştırma sonucu olsa da %5 ile %15 arası çocuğu etkilediği düşünülmektedir. Erken çocukluk döneminde en sık görülen bozukluklardan olan dil ve konuşma bozukluğunun ülkemizde görülme sıklığı ise Devlet İstatistik Enstitüsünün ve Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmaya göre %3,5 civarında olduğu bulunmuştur.
 
Dil ve konuşma bozukluğu teşhisi nasıl konulur?
 
Öncelikle çocuğun ebeveynleri ve ailesi, çocuklarının konuşmasında ve konuşmaları algılamasında bir sıkıntı olduğunu farkederler. Bunun üzerinde bir uzmanla görüştükten sonra kulak burun boğaz muayenesi yapılır, gelişimsel testler yapılır ve uzmanın yönlendirmesine göre diğer tetkikler tamamlanır. Bu tetkikler sonucu uzman dil ve konuşma bozukluğu teşhisi koyabilir.
 
Dil ve konuşma bozuklukları nasıl tedavi edilir?
 
Dil ve konuşma bozuklukları, alanında uzman ve gerekli eğitimlerini tamamlamış dil ve konuşma terapistleri tarafından tedavi edilir. Bu tip bir bozukluğu olan çocuklar düzenli olan dil ve konuşma terapisi almalıdır. Konuşma sorunu yaşayan çocuklarda akıcılık, ses ve telaffuz sorunları üzerinde çalışılır, dil sorunu yaşayan çocuklarda ise adlandırma, kelimeleri anlama, dilin yapısını ve kurallarını kavrama üzerine egzersizler yapılır. Terapist çocuğun ihtiyaçlarına yönelik bir tedavi programı hazırlar.
 
 
Dil ve konuşma bozukluğu olam bir çocuğunuz varsa nasıl davranmalısınız?
 
Öncelikle ebeveynlerin yanlış inançlardan kurtulmaları çok önemlidir. “Büyüyünce geçer” , “Amcası da geç konuşmuştu” gibi düşüncelerle tedaviyi ertelemek doğru değildir. Çocuklarının konuşmasında ve konuşmaları algılamasında bir sıkıntı olduğunu düşünen ebeveynlerin, bir an önce bir uzman görüşü alması çok önemlidir. Teşhis konulduktan sonra da dil ve konuşma terapisti ile işbirliği içerisinde olmak ve verilen egzersizlerin evde de tekrarına yardımcı olmak gerekir. Ebeveynler dil ve konuşma sıkıntılarının çocukları içinde ne kadar yıpratıcı olabileceğini göz önünde bulundurmalı ve ellerinden geldiğince çocuklarına destek olmalıdırlar. 
2014 - 2025 / © EÇGA - Erken Çocukluk Gelişim Analizi